skip to main  |
      skip to sidebar
          
        
          
        
boşa dönmüşüz
dön başa dönelim dön 
çocuktuk ya biz
 
 
 
            
        
          
        
          
        
her bir yaprağın 
güneşi görebildiği 
ağaç gölgesi
 
 
 
            
        
          
        
          
        
biriken nedir
zarfından kopartılan
pullar ardında
haydi çocuklar
düşbudakla tanışın
ve gölgesiyle
 
 
 
            
        
          
        
          
        
jileti nasıl
tutuyordum 
deyince
uzuyor işim 
el oynatmamla 
elimin oynaması 
aynı mı sence
 
 
 
            
        
          
        
          
        
bir duru gölün
bir oyun masasının
kıyısındayım
ayak altına
zarlar düşüyor işte
pullara rağmen
pürüzsüzlüğün
ya rüzgar kadar ömrü
ya çakıltaşı
 
 
 
            
        
          
        
          
        
sus, yükün ağır
doğruların gerçekler,
yanında sağır
sus, dağdan aşır
yarine gülle giden,
diken de taşır
 
 
 
            
        
          
        
          
        
ne saçlar ne bel
hedef olmazsa leyla
bir bastonla gel
dağa bakarsan
dağ göreceksin ve de
belki bir orman
ne kol ne bacak
yerde bir tek solucan
kımıldayacak